Metro...




kalabalıgın icinde zikzaklar cizerek yürüdüm, kulagımda berivan, cebimde yüce şairi..
gereksiz bir telas icerisindeydim, biryerlere yetisme, birine kavusma izlenimi vermeye calıstım, yalandı. Herkes birilerine bakınıyordu, bekleyenleri, sevenleri vardı belli ki, gülec yüzle heyecan icerisinde atıyorlardı adımlarını.  
yıllar öncesine gidiverdim, hic gelemedigimdi aslolan; bu dünyayı alkollüyken yasıyordum. geri kalan zamanlarda geriden takip ediyordum hayatı.
hava kararıyordu, ilk fotografımızın arkasında cıktım yanlıslıkla. evet saat yine 5.47 idi. pozumu verdim ve ayrıldım oradan.
metroda her zamanki yerimi almıstım; trenin en arka sag tarafında ayakta gitmeyi seviyordum. camda yansıyan yüzümü inceliyor, bir yandan da ciftleri izliyordum.
ayrılamıyorlardı, sanki birbirlerinden güc alıyor gibilerdi. benim ihtiyacım olan tek sey müzikti. kulaklıklarımdı yasam destek ünitem. çıkardım mı yitip gidecekti bütün güzellik, çıkarmamalıydım..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder