Yıldız





şimdi bir yıldızın üzerinden izliyorum evreni..
meğerse nasıl da zarrecikmişiz,
nasıl da acizmişiz,
nasıl da yokmuşuz.
şimdi bir yıldızın üzerinde nefes alıp veriyorum...
kemirdiğim tırnakların arasına geçirdiğim muazzam güzellikteki parmakların tasavvuruyla göğsüm daralıyor.
nefes nefese kalıyorum...
giriyorum kapıdan, odama müteveccihen atıyorum adımımı, bir kapı daha acıyorum. üfleyerek havalandırdıgım gardrop üzerindeki ceketimin tozları arasından gecip duvardaki kitaplıgıma ulasıyorum.
Albert Camus'un Yabancısını, Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başınasını büyük bir acıyla geçip ormana ulaşıyorum. Dokunuyorum nemli, yosunlu gövdelere.
Gözlerim kararıyor...
Sisin ardında bir ışık, yürüyorum.
incecik teller arasından geniş, sarışın bir alna ulaşıyorum. Bir çift ince kaşın arasından hafifçe inerek sıcak, çilek kokulu bir büyük boşluğun üzerinden atlıyor, uçurumdan aşağı düşüyorum.
Vatanımdayım...
Burası benim cennetim, burası benim sığınağım..
Bu göğüsler benim Havvamın göğüsleri..
Yürüyorum...
Her adımda zihnimi boşaltıyorum, her adımda eriyorum.
Takatim kalmıyor, diz çöküyorum. Bir çift el omuzbaşlarımdan yakalayıp kaldırıyor. O afet-i azama son defa dalıyorum.
Şimdi bir yıldızın içerisinde uzanıyorum boylu boyunca...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder